Kanaltürk'ün sahibi Tuncay Özkan'ın, 2002'de Kanal D Haber'den Mehmet Karamehmet'in Show TV'sine nasıl transfer olduğu hep tartışıldı.
"Gazeteci(!)" Özkan'ın, DSP-MHP-ANAP döneminde nasıl işbitiricilik yaptığını anlatan bir ifşaat...
***
Halkı oyalamaya dönük, saçma tartışmaları bıraksın herkes...
İyi haberler, kötü haberler gibi ancak sokaktaki adamı oyalayacak gevezeliklerin, medyanın siyaset, ticaret ilişkilerine ve sansür konusuna hiçbir katkısı yok...
Televizyon haberleri, siyasetin tam göbeğindedir...
2002 yılının Mayıs ayıydı...
7 yıldır SHOW Haber’in başındaydım ve 7 yıldır SHOW haber birinciydi...
Kanalla ilişkimi, her yıl yeni sözleşme yoluyla sürdürüyordum...
Bir de güzel bir söz bulmuştum:
“Evlilik gibi zorunlu beraberlik olmasın... Her yıl iki taraf isterse nikâh tazelensin... Yıllık anlaşmalar ilişkiyi taze tutar... Anlaşamazsan veda etmenin kolaylığı heyecan ile verimi artırır...”
O Mayıs ayında dünyanın en zenginleri listesine tepeden giren SHOW TV’nin sahibi Mehmet Emin Bey’i karalar bağlamıştı...
Ankara’yla ve siyasilerle hiçbir ilişkisi olmayan ve bununla iftihar eden Mehmet Emin Karamehmet’in iki bankası Pamukbank ve Yapı Kredi’ye el konulmak üzereydi...
İnanılır gibi değildi ama, Turkcell’in, Digiturk’ün, Show Tv’nin sahibi dünyanın 11. zengininin iki bankası elden gidiyordu...
Ankara’da DSP-ANAP-MHP koalisyonu vardı...
Bu konularla birebir ilgilenen ise daha çok ANAP kanadıydı...
Siyaset-ticaret-medya arasında ilginç bir vals yapılıyordu o günlerde...
***
Üstelik seçimlere 1 yıl vardı ve her an bir erken seçim olabilirdi...
Nitekim o yılın Kasım ayında seçimlere gitti Türkiye...
Seçim dönemlerinde, yerel onlarca televizyon kanalı ortaya çıkardı...
Seçimlerde partiler için televizyon haberleri, çok şeydi...
Hele SHOW TV gibi izlenen bir kanalın en çok izlenen haber saati çok fazla şey...
Ne Mehmet Emin Bey, ne de eski patron Erol Aksoy öyle, siyasilerin istekleriyle hareket eden patron tipi değillerdi...
Hatta zaman zaman siyasilerin isteklerinin tam zıttını yaparlardı...
Çünkü bilirlerdi ki bir siyasi, kara kaşı, kara gözü için, bir adamı istemez...
Mutlaka bir durum vardır...
Patronlar da esasen “bir durumları” olan adamlardan çok fazla hazzetmez...
Zaman zaman kullanır, ama hazzetmez...
***
Mehmet Emin Bey enteresan bir patrondu...
Atadığı yöneticilerin işlerine hiç karışmazdı...
Bankalara el konulmasının her an beklendiği o dönemde, grubun tüm yönetimini Ersin Pamuksüzer isimli bir yönetici yapıyordu...
Her şeyden o sorumluydu ve bütün gücüyle bankaları kurtarmaya çalışıyordu...
Oysa 18 Haziran 2002’de Pamukbank’a el kondu...
Yapı Kredi’ye de el konması an meselesiydi...
Çok kötü günlerdi o günler...
Mehmet Emin hakkında dava üstüne dava açıldığı haberleri manşetlerdeydi...
Grup için güneş batıyordu...
Güneş batarken, özgürlükler de giderdi...
El koymalar, davalar derken, Mehmet Emin’in patron olup olmadığı bile tartışılıyordu...
Bana ise o günlerde bir Doğan televizyon grubundan, bir de STAR’dan iki teklif vardı...
Ama her zaman olduğu gibi önce kendi kanalımla görüşüyordum...
Üst düzey bir yönetici yeni sözleşmenin koşullarını bana vermişti...
Pek tatmin olmadığımdan, düşünmek için süre istemiştim...
İşte tam o günlerde 18 Haziran’da Pamukbank’a el kondu...
Ortalık birbirine girdi...
Birkaç gün içinde Yapı Kredi, arkasından Digiturk ve teker teker her şeye el konacağı söyleniyordu...
5 gün sonra 23 Haziran’da Mehmet Emin Bey’in SHOW TV’nin üst katındaki odasında toplandığımızda 4 kişiydik...
Ersin Pamuksüzer’in o sözleri o anda 4 kişi duydu... Sonra birkaç kişi daha...
“Reha Bey, Ateş Hattı ve İtiraf programlarını yeni sezonda da yapmanızı istiyoruz... Ne isterseniz ödenecek... Ayrıca Digiturk’te sizin adınıza bir kanal kuracağız... Sizinle yarı yarıya ortak olacağız... Tek bir konu var...
Haberler... Pamukbank’a el kondu... Yapı Kredi’ye el konması an meselesi...
BANKALARI KURTARACAK PARTİ, HABERLERİN BAŞINDA BİR BAŞKA KİŞİYİ GÖRMEK İSTİYOR...”
Kelimesi kelimesine böyleydi konuşma...
İsteklere karşı çıkılacak günler değildi, bankalara el konuyordu, SHOW’a da el konacaktı...
Mehmet Emin Bey’in patronluğu bile artık soru işaretiydi...
O haliyle, “Reha Muhtar’ı grupta kalmaya ikna etmeden odadan çıkarmayacaksınız...” dedi...
“Bankaları kurtarmak için bir parti bir habercinin SHOW’a geçmesini”
istiyor...
Ne alaka diyeceksiniz?..
Bilmem!!!
Televizyon, medya, siyaset...
Hangi haberci ve hangi partiydi acaba bankaları kurtaracak olan?..
Müneccim olmaya gerek yoktu ki...
Her şey çok belliydi...
Reha MUHTAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder