Pazartesi, Eylül 29, 2008

Pozisyonlar





Cumartesi, Eylül 27, 2008

Türk Filmi Replikleri



GÜZEL OLDUĞUNUZ KADAR KÜSTAHSINIZ DA…

SİZE BABA DİYEBİLİR MİYİM AMCA?

TANRIM, GÖRMÜYORUM!

YARABBİM GÖRÜYORUM, GÖRÜYORUM!

SENİN ANNEN BİR MELEKTİ YAVRUM.

BİZ AYRI DÜNYALARIN İNSANLARIYIZ.

KIZIMIN PEŞİNİ BIRAKMAK İÇİN NE KADAR İSTİYORSUN?

AZ KAZANIYORUM BELKİ AMA NAMUSUMLA, ALNIMIN TERİYLE KAZANIYORUM.

N'OLUR GERÇEGİ SÖYLEYİN DOKTOR, YAŞAYACAK MIYIM?

O KIZLA EVLENİRSEN, SENİ MİRASIMDAN MAHRUM, EVLATLIKTAN MEN EDERİM.

N'AYIR, N'OLAMAZ!

BEN FAKİR BİR GENCİM, SEN İSE ZENGİN BİR FABRİKATÖRÜN KIZISIN.

EVLENİNCE PEMBE PANCURLU BİR EVİMİZ OLACAK.

RECA EDERİM DUYGULARIMLA OYNAMAYIN.

NEDEN AĞLIYORSUN ANNECİĞİM? / HAYIR YAVRUM AĞLAMIYORUM. GÖZÜME TOZ KAÇTI.

VÜCUDUMA SAHİP OLABİLİRSİN AMA RUHUMA ASLA.

SENİ SEVMİYORUM, SENİNLE OYUN OYNADIM, BUNU ANLAMADIN MI HALA? SEN BENİM MAKYAJ MASRAFIMI BİLE KARŞILAYAMAZSIN

FAKİRSİN SEN. FAKİR! FAKİR!

BENİ PARANLA SATIN ALABİLECEĞİNİ Mİ SANDIN?

BANA YILLAR ÖNCE ÇILGINCASINA SEVDİĞİM BİR KADINI HATIRLATTINIZ.

METANETİNİZİ MUHAFAZA EDİNİZ. TANRI'DAN ÜMİT KESİLMEZ.

BU SES? BU SES! OLAMAZ! GİT! GİT BURADAN!

PEKİ, BANA YAZMIŞ OLDUĞUN AŞK DOLU O MEKTUPLAR, MEĞER HEPSİ YALANMIŞ. NEDEN, NEDEN?

HAYIR SİZ KOVMUYORSUNUZ, BEN VAZİFEMDEN İSTİFA EDİYORUM.

SAADET DOLU YUVAMIZA KARA BİR GÖLGE DÜŞÜRDÜN.

BİZİM GİBİ İNSANLAR ŞEREFLERİ İÇİN YAŞARLAR, NAMUSLARI İÇİN ÖLÜRLER. AMA SEN BUNU ANLAYAMAZSIN

ÜSTLENDİĞİN VAZİFE ÇOK MÜHİM KEMAL, BU GÖREVİ LAYIKIYLA YAPACAĞINDAN EMİNİM.

SEN ARKADAŞIMIN ASKISIN.

TANRIM NE KADAR BEDBAHTIM.

OLMADI NERİMAN, YAPAMADIM.. SENİ UNUTAMADIM.

BEN SIRTIMDA TAS TAŞIR, YİNE SENİ OKUTURUM YAVRUM

PARAYLA SAADET OLMAZ EVLADIM, BUNU SAKIN UNUTMA.

TANRIM NEDEN, NEDEN BEN!

HİÇ MERAK ETMEYİN KIZINIZI DÜNYANIN EN MUTLU KADINI YAPACAĞIM

ÇOCUĞUMUN AMELİYAT PARASI İÇİN YAPTIM HERŞEYİ.

SİZİ EBEDİYETE KADAR BEKLEYECEĞİM.

ADAM SANMIŞTIM SENİ, MEĞER ET PARÇASI PEŞİNDE KOŞAR DURURMUŞSUN

SENİ ARTİST YAPACAĞIM

EVİNİN KADINI ÇOCUKLARININ ANASI OLACAKSIN

İÇ GÜZELİM BİŞEY OLMAYACAK.

RECA EDERİM SUSUNUZ! ŞU ANDAN İTİBAREN SARFEDECEĞİNİZ HER SÖZ, SAADETİMİN TEMELİNE İNDİRİLMİŞ BİR KAZMA DARBESİ OLACAKTIR!

SÖYLEYEMEDİM ANNE, BABAMIN SİMİTÇİ OLDUĞUNU YİNE SÖYLEYEMEDİM !

BEN ARTİK YARIM BİR İNSANIM.

KOLYEDEN HOŞLANMAM. KADINI ADİLEŞTİRİR

Sedef Çiçeği

Mahkeme salonunda, seksenlerindeki yaşlı çiftin durumu içler acısıydı. Adam inatçı bakışlarla suskun, Ninenin ağlamaktan iyice çukurlaşmış gözleri ve keskin çizgileriyle bıkkın bakışları süzüyordu etrafını... Ve Hakimin tokmak sesiyle sustu uğultu ve tok sesiyle, sözü yaşlı kadına verdi, hakim... "Anlat teyze neden boşanmak istiyorsun...?" Yaşlı kadın derin bir nefes çektikten sonra baş örtüsüyle ağzını aralayıp, kısılmış sesiyle konuşmaya başladı... "Bu herif yetti gayri, 50 yıldır bezdirdi hayattan..." Sonra uzunca bir sessizlik hakim oldu mahkeme salonunda... Sessizlik bu tür haberleri her gün manşet yapan gazetecilerden birinin flaşıyla bozuldu, kim bilir nasıl bir manşet atacaklardı, yaşanmış 50 yılın ardından... Çok sayıda gazeteci izliyordu davayı, kadın neler diyecekti. Herkes onu dinliyordu.. Yaşlı kadının gözleri doldu... Ve devam etti... "Bizim bir sedef çiçeği vardı, çok sevdiğim... O bilmez... 50 yıl önceydi... O çiçeği bana verdiği çiçeklerin arasından kopardığım bir yaprağı tohumlamıştım, öyle büyüttüm.. Yavrumuz olmadı, onları yavrum bildim... Bir süre sonra çiçek kurumaya başladı. O zaman adak adadım... Her gece güneş açmadan önce bir tas suyla sulayacağım onu diye... İyi gelirmiş dedilerdi... 50 yıl oldu, bu herif bir gece kalkıp bir kere de bu çiçeği ben sulayayım demedi... Ta ki geçen geceye kadar... O gece takatim kesilmiş.. Uyuyakalmışım... Ben böyle bir adamla 50 yıl geçirdim... Hayatımı, umudumu her şeyimi verdim... Ondan hiç bir şey göremedim.. Bir kerecik olsun, benim bildiğim görevlerden birisini yapmasını bekledim.... Onsuz daha iyiyim, yemin ederim." Hakim, yaşlı adama dönerek; "Diyeceğin bir şey var mı baba" dedi. Yaşlı adam bastonla zor yürüdüğü kürsüye, o ana kadar suçlanmış olmanın utangaçlığını hissettiren yüz ifadesiyle hakime yöneldi. "Askerliğimi, reisicumhur köşkünde bahçıvan olarak yaptım, o bahçenin görkemli görünümüyle büyümesi için emeklerimi verdim... Fadime'mi de orada tanıdım... Sedefleri de... Ona en güzel çiçeklerden buketler verdim... O çiçeklerle doludur bahçesi... Kokusuna taptığım perişan eder yüreğimi... İlk evlendiğimiz günlerin birinde boyun ağrısından onu hekime götürdüm... Hekim çok uzun süre uyanmadan yatarsa boynundaki kireç sertleşir, kötüleşir dedi.. Her gece uykusunu bölüp, uyansın, gezinsin dedi... Hekimi pek dinlemedi, bizim hatun... Lafım geçmedi... O günlerde tesadüf bu çiçek kurudu... Ben ona gece sularsan geçer dedim.. Adak dilettim... Her gece onu uyandırdım. Ve onu seyrettim... O sevdiğim kadının yavrusu bildiği çiçekleri sularken seyrettim... Her gece o çiçek ben oldum... Sanki... Ona bu yüzden tapabilirdim..." dedi adam o yaştaki bir adamdan beklenmeyecek ifadelerle... "Her gece O yattıktan sonra uyandım... Saksıdaki suyu boşalttım... Sedef gece sulanmayı sevmez, hakim bey.. Geçen gece de... Yaşlılık.. Ben de uyanamadım.. Uyandıramadım... Çiçek susuz kalırdı amma, kadınımın boynu yine azabilirdi... Suçlandım.. Sesimi çıkartamadım..." O an Mahkeme salonunda her şey sustu... Ertesi sabah gazeteler "Sedef susuz kaldı" diye yine yalnızca neticeyi haber yaptılar...

Ortaya Karışık






Pazartesi, Eylül 22, 2008

Yıl 2047


Cozum Turk halkindan...

Sen misin yere izmarit atandan 20 YTL kesmeye kalkan,
sana 20 YTL kaptıracak göz var mı benim halkımda...
Benim anında çözüm üreten halkım bu işte...
Düşünce sahibinin önünde saygıyla eğiliyoruz, büyüksün abi...

Kardeş'i kutlarım. En azından yere izmarit atmıyor J

İlginç Tasarımlar