Pazartesi, Mayıs 26, 2008

Finlandiyalı çocuklar niçin bu kadar zeki?

Finlandiyalı çocuklar niçin bu kadar zeki?
Uluslararası testlerde Finlandiyalı çocuklar dünyadaki yaşıtlarındanbelirgin şekilde daha üstün sonuçlar aldılar. Amerikalı eğitimciler şimdibunun nedenlerini araştırıyor.
Finlandiya'daki liseli çocuklar ev ödevlerini yapmak için günde en fazlayarım saat harcıyorlar. Okul üniforması giymiyorlar. Finlandiya'dakiliselerde çalıp duran ziller veya üstün zekalılar için özel sınıflar dabulunmuyor. Çok az miktarda standart sınavlar var, Finlandiyalı anababalarçocuklarının üniversiteye girişleri konusunda büyük endişeler taşımıyorlar.Hatta Finlandiya'daki çocuklar 7 yaşına kadar okula başlamıyorlar da...
Ama uluslararası ölçülere vurulduğunda Finlandiyalı ergen gençler dünyadakien zeki çocuklar. 57 ülkeyi içine alan testlerde 15 yaşındakiFinlandiyalıların en üst dereceleri paylaştı. ABD'deki eğitim sisteminde birsürü ev ödevi, standart test ve kurallar olmasına rağmen Amerikalı çocuklarC klasmanında yer aldılar.
Finlandiyalı gençler de Amerikalı yaşıtları kadar internet bağımlısı. Alaycıkonuşmayı seviyorlar rap ve heavy metal dinliyorlar. Ama konu matematik, fenbilgisi veya dilbilgisi olunca 15 yaşındaki Finlandiyalı çocuklar dünyadakidiğer arkadaşlarına fark atıyorlar.
Finlandiyalı işçilerin dünyanın en verimli çalışan işçileri olmasınınardında yatan nedenler de buralarda bir yerlerde.
*ÖğRENCıLERıN PARLAK BAşARISI*
Toplumsal ve ekonomik trendleri izleyen OECD tarafından sponsorluğu yapılanbir çalışmada Finli gençler gösterdikleri yüksek performansla bütün dünyanındikkatini çekmeyi başardılar. Söz konusu testler yalnızca çoktan seçmelisorulardan oluşmuyordu.
Sözgelişi "grafitinin sanatsal değerini tartışın" gibi kompozisyonsorularıyla öğrencilerin dil, okuduğunu anlama ve yazılı ifade gibialanlardaki becerileri de değerlendirmeye alındı.
Finlandiyalı öğrencilerin bu başarısı aslında son bir kaç yıldır çeşitliülkelerde araştırma konusu olmuştu. ABD Eğitim Bakanlığı bile bu başarınınnedenlerini araştıran çalışmalara girişti. Buldukları neden görünüşteoldukça basit olmakla birlikte, sağlanması hiç de kolay olmayan bir durumaişaret ediyordu: ıyi eğitimli öğretmenler ve sorumluluk sahibi öğrenciler.
Daha çok küçük yaşlardan itibaren Finlandiyalı çocuklar kendilerini süreklikontrol eden bir yetişkin olmaksızın eğitim ve oyunlarına devam edebilmeyiöğreniyorlar. Öğretmenler ise öğrencilerine en iyi uyacak ders programlarınıyaratmakta becerikliler.
Ziyaretçiler ve stajyer öğretmenler, Jyväskylä'daki Norssi Okulunundersliklerine bakan bir balkondan öğrenci dersliklerini izleyebiliyorlar.Gördükleri manzara ise son derece rahat ve 'temel etmenlerin öneçıkarıldığı' bir eğitim manzarası. Model bir kampüs durumundaki bu okulunherhangi bir spor takımı yok, bandosu veya müzik grubu da yok. Mezuniyetbalosu gibi etkinlikler de düzenlenmiyor.
15 yaşındaki Fanny Salo, Norssi'nin zeki öğrencilerinden biri. Genç kızdergilerini okumayı, "Desperate Housewives" seyretmeyi veya arkadaşlarıylabirlikte mağazaları gezip elbiselere bakmayı çok seviyor. Fanny, hiç deekstra efor harcamadan bütün sınavlardan A alıyor. Bazen kendisi kadar hızlıgelemeyen sınıf arkadaşlarına derslerinde yardımcı oluyor bazen de sınıfıngeri kalanı ona yetişmeye çalışırken "Sınıfta herkes çalışırken oturupdinlenmek de eğlenceli olabiliyor" diyor.
Finlandiyalı eğitimcilerin fikrine göre, yetenekli çocukları daha da yüksekperformans göstermeleri için teşvik etmektense, zayıf ve geride kalanöğrencilere daha çok eğilmek, toplamda çok daha iyi sonuçlar veriyor.Buradaki ana fikir, daha zeki konumdaki çocukların, kendi gelişimleriniengellemeden, kendilerinden daha geri konumdaki arkadaşlarına yardımcıolacağı ilkesi üzerine kurulmuş. Eğitimde 'rekabet' anlayışı Finlandiya'dapek rağbet görmüyor anlaşıldığı kadarıyla.
Öğleden sonraki fizik dersi başladığında sınıf birden ciddi bir sesizliğegömülüyor. Öğretmenler ve öğrenciler birbirlerine isimleriyle hitap etmekte.Sınıftaki tek kural ise: Derste cep telefonu ve ipod kullanılmayacak veşapka takılmayacak. (Okullarda öğrencilerin 'başı açık' şekilde eğitimalmasının zeka geliştirici bir etki yaratıp yaratmadığı konusundaFinlandiyalı eğitimcilerin fikrini bilemiyoruz.)
Fanny'nin en isyankar sınıf arkadaşı ise sarı saçlarını siyaha boyayan vepembe spor ayakkabıları giyen bir tip. Havanın yaz aylarında bile genellikleserin geçtiği bu ülkede normalde öğrenciler kalın botlar giyiyor. Güneşinpek de cömert davranmadığı ülkede cildi daha koyu gösterecek losyonlaroldukça yaygın. Cevabını herkesin bildiği basit bir soruyu Finlandiyalı birgence sorduğunuzda size "KVG" diyecektir. Bu kelime "Bu sorunun cevabınıGoogle'da arasana, aptal!" cümlesinin Fince yazılışının kısaltması oluyor.
*EğıTıM CıDDı ışTıR, ÖğRETMEN UZMAN OLMALI *
Norssi okulu adeta bir eğitim hastanesi gibi çalışmakta: Her yıl 800 stajyeröğretmen bu okula geliyor. Üniversiteden yeni mezun öğretmenler çocuklarlabirlikte çalışmalara katılırken, kıdemli öğretmenler de her an onlarayardımcı oluyor. Öğretmenlerin master derecesi olması şart! ÖğretmenlikFinlandiya'da çok ciddiye alınan saygın bir meslek: Tek bir açık pozisyoniçin 40 başvuru olabiliyor. Finlandiya'daki öğretmen maaşlarınınAmerika'daki öğretmen maaşlarına yakın olduğunu fakat Finli öğretmenlerinçok daha özgür olduklarını belirtmekte yarar var. (Türk öğretmenlerin maaşıve kalitesi konusunu şu an için bu argümana dahil etmemek daha uygunolacak.)
Finlandiyalı öğretmenler dersler için istedikleri yardımcı kitaplarıseçmekte ve ders programını diledikleri gibi oluşturmakta özgürler. Ulusalmüfredata uyum tabii ki söz konusu. Ancak diğer ülkerlerdeki eğitimsistemini standart tipte üretim yapan bir "fabrikaya" benzetecek olursak,Finlandiya'daki öğretmenleri bir tür 'serbest girşimci' olarak tanımlamakyanlış olmaz.
*FıNLANDıYA DA FARKLI OLAN NEDıR?*
Finlilerin okumaya duydukları derin 'aşk'ın Finlandiya'daki eğitimsisteminin başarısına yaptığı katkı tartışılmaz. Finlandiya'da doğan herçocuğa devlet tarafından verilen hediye paketinin içinde mutlaka resimli birkitap yer alıyor.
Pek çok kütüphane ise alışveriş merkezlerinin hemen yanına yerleşik durumda.şehrin banliyölerine günlük olarak seferler yapan 'kütüphane otobüslerini'de unutmamak gerek.
Fince, diğer hiç bir dile benzemiyor. ıngilizce basılmış bir kitabın Finceyeçevirisi çokça bir zaman sonra yapıldığı için, söz gelişi Fin çocuklar HarryPotter kitabını ıngilizce okumak için büyük gayret gösterdiler çünkü Fincebasım Harry Potter piyasaya çıktığında kitabın sonunu öğrenmiş olmaktankorkuyorlardı. Filmler ve televizyon dizilerinin bir kısmı dublajlı birkısmı ise Fince altyazılı gösteriliyor.
Kasım 2007'de ıskandinav eğitimcilerin faaliyetlerinde teknolojiyi nasılkullandıklarını incelemek için Finlandiya'ya gelen bir Amerikan heyeti;Finlandiyalı öğretmenlerin beyaz tahta ve marker yerine kara tahta vetebeşir kullandıklarını, sınıflarda PowerPoint sunumları yerine tepegöz veprojektörlerin kullanıldığını görünce büyük bir şaşkınlığa düştü.
19 yaşındaki Finli öğrenci Elina Lamponen, öğrenci değişimi için gittiğiMichigan'daki Colon Lisesinde geçen bir yılını tuhaf anılarla hatırlıyor:"Öğretmen öğrencilere ödevlerini yapıp yamadıklarını sorduğunda öğrenciler'Ne ödevi ya? Asıl sen ne yaptın dün akşam?' gibi cevaplar veriyorlardı.Tarih dersinin sınavları bile çoktan seçmeliydi. Sınıf projeleri bile okadar basit konulardan seçiliyordu ki, Finlandiya'ya döndükten sonra aynısınıfı bir daha tekrarlamak zorunda kaldım."
Finlandiya eğitim sistemi basit esaslara dayanıyor olsa da bunun birbenzerini Amerika'da yaratmak çok güç. Finlandiya toplumu çok daha homojenbir yapıda. Üstelik de Finlandiya bütçesinin eğitime ayrılan kısmı çok dahayüksek. Finandiyalı çocukların okula devamlılığını sağlayan çok sayıdasosyal yardım imkanı da bulunuyor ki bunların benzerleri Amerika'da yok.
Finli öğrencilerin üniversiteye girme konusunda duydukları kaygı ve stresdiğer ülkelerdeki gençlere kıyasla çok düşük düzeylerde. Bu da 'rekabetunsurunun' bir stres faktörü olarak ön plana çıkmasını engelliyor.
Finlandiyalılar yüksek yaşam standartlarına sahip olsalar da, yükselenglobal ekonomi içinde geri planda kalmaktan korkuyorlar. Nokia gibielektronik ve telekomünikasyon şirketleri, orman ürünleri ve madencilikleilgili sektörlerde Finliler rekabet güçlerinin yüksek olduğunudüşünmekteler.
Globalleşen dünyada 'insan kaynaklarının' kalitesi de giderek önem kazanıyorhiç kuşkusuz.


*Yalçın Tarkan*
*Genel Müdür*

Hiç yorum yok: